İstanbul’un en seçkin ve karakteristik semtlerinden birinde konumlanan Behar Evi, çağdaş tasarım, sanat ve kişiselleştirilmiş mekânsal kurgunun mükemmel bir birleşimini sunuyor. Yaşayan bir galeri olarak kurgulanan bu konut, günlük yaşamı sanatsal bir deneyime dönüştüren, her köşesi estetik ve fonksiyonelliğin dengesiyle şekillendirilmiş bir tasarım anlayışına sahip. 

Mimar Şebnem Buhara ve konsept tasarımcı Daphne Behar iş birliğiyle tasarlanan proje, çağdaş sanat eserleri, klasik etkiler ve modern mekânsal dinamiklerin bir araya getirilmesiyle oluşturuldu. İç mekân düzeni, zamanla gelişen bir sanat koleksiyonuyla uyum içinde olacak şekilde kurgulandı ve her eserin mekânda kendine özgü bir varlık kazanması sağlandı. Modernist formlar ve zamansız dokular arasındaki diyaloğu güçlendiren mimari yaklaşım, özel tasarım mobilyalar, heykelsi formlar ve kişiye özel yüzey uygulamalarıyla zenginleştirildi.

Açık ancak yapılandırılmış bir mekânsal akış sağlayan ev, hem samimi buluşmalar hem de sanatsal keşifler için çok katmanlı bir mekân kurgusu sunuyor. Taş, metal ve cam gibi doğal malzemeler, konutun zarif estetiğini pekiştirirken, özel tasarlanmış aydınlatma çözümleri, tasarım ve sanat arasındaki dengenin hassasiyetle vurgulanmasını sağlıyor. Behar Evi, mimari, sanat ve yaşam tarzının kesişim noktasında konumlanan, zamanla evrilen ve ilham veren bir tasarım anlayışının ürünü olarak dikkat çekiyor.